Kürsü
Abbas, Tel Aviv Büyükelçisi David Friedman’a “it oğlu it” dedi
Follow @dusuncemektebi2
Diriliş Postası yazarı İsmail Yaşa Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın sözlerini köşesine taşıdı.
Filistin Devlet BaÅŸkanı Mahmud Abbas, önceki akÅŸam Filistin KurtuluÅŸ Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuÅŸmada, Batı Yaka’daki Yahudi yerleÅŸkelerinin Ä°srail’in bir parçası olduÄŸunu iddia eden ABD Tel Aviv Büyükelçisi David Friedman’a “it oÄŸlu it” dedi.
Yahudi asıllı Friedman da Abbas’ın sözlerine cevap verirken, “Ebu Mazin bana ‘it oÄŸlu it’ diyor. Bu siyasi bir hitap mı yoksa Yahudi düşmanlığı mı? Bu konuda yorum yapmıyor ve kararı size bırakıyorum” diyerek Siyonistlerin her zaman yaptığı gibi “antisemitizm” imasında bulundu.
Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada da Amerika kendisine “Artık yeter” dediÄŸi için Abbas’ın ÅŸok yaÅŸadığı ve bu nedenle Friedman hakkında söz konusu ifadeyi kullandığı öne sürüldü.
Trump'ın OrtadoÄŸu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Abbas için nefret dolu bir retorik ile kendi halkının hayat kalitesini iyileÅŸtirecek somut ve pratik çabalar arasında seçim yapma zamanı gelmiÅŸtir” dedi ve Filistin Devlet BaÅŸkanı’nın eleÅŸtirilerinin kabul edilemez olduÄŸunu söyledi.
Bütün bu açıklamaları nasıl okumalıyız?
Filistin Devlet BaÅŸkanı’nın “Ä°srail’den çok Ä°srailci” ABD Büyükelçisine nihayet anladığı dilden konuÅŸtuÄŸunu ve aÄŸzının payını verdiÄŸini mi düşünmeliyiz?
Filistin dostları olarak Abbas’ın bu çıkışına sevinmeli miyiz?
KonuÅŸmadan sadece Friedman’a “itoÄŸluit” denilen bölümü alırsanız böyle bir sonuç ortaya çıkabilir.
Fakat Abbas o konuşmada başka şeyler de söyledi.
ÖrneÄŸin, soruÅŸturma henüz tamamlanmadığı halde, Filistin BaÅŸbakanı Rami El-Hamdallah’ın konvoyuna Salı günü düzenlenen bombalı saldırıdan Hamas’ı sorumlu tuttu.
Daha da tehlikelisi, Gazze Åžeridi’ne yeni yaptırımlar uygulama kararı aldığını açıkladı.
Konuşmanın asıl önemli tarafı burası.
Ä°srail yaklaşık 12 yıldır Gazze Åžeridi’ne abluka uyguluyor.
Bu yetmezmiş gibi, Abbas da geçen yıl Nisan ayında Gazze halkını cezalandırmak için bir dizi yaptırım uygulamaya başladı.
Ablukanın üzerine gelen yaptırımlar elektrik, yakıt ve ilaç krizlerinin had safhaya ulaşmasına yol açtı.
Hamas ve Fetih’in geçen Ekim ayında Kahire’de imzaladıkları uzlaşı anlaÅŸmasının ardından yaptırımların kaldırılmasını bekleyen Gazze halkı ÅŸimdi mevcut yaptırımların daha da ağırlaÅŸtırılması ve yeni bir takım yaptırımlar uygulanması tehdidiyle karşı karşıya.
Fetih liderlerinden Azzam El-Ahmed’in geçmiÅŸte yaptığı “Elimden gelse Gazze Åžeridi’nin havasını dahi keserim” açıklaması Filistin Devlet BaÅŸkanı ve çevresinin Gazze halkını cezalandırma konusunda ne kadar ileri gidebileceÄŸi hakkında fikir veriyor.
Abbas’ın yeni yaptırımlarla yapmak istediÄŸi gayet net:
Gazze Åžeridi’ndeki direniÅŸ gruplarının elinde bulunan silahı toplamak ve orada da - tıpkı Batı Yaka’da olduÄŸu gibi - Ä°srail’le koordineli çalışan bir güvenlik yapısı kurmak.
“Silah sadece hükümetin elinde olmalı” sözünün anlamı bu.
Ä°ÅŸgal güçleriyle yürütülen güvenlik koordinasyonu çerçevesinde Ä°srail’in ileri karakolu görevini yerine getiren birimlerin elinde silah olacak fakat direniÅŸ gruplarının hiçbirinin elinde silah olmayacak.
Sonra da o güvenlik birimleri Ä°srail’e yönelik hiçbir eyleme izin vermeyecek ve iÅŸgalcilerin güvenliÄŸi için çalışacak.
Sizce İsrailli yetkililer ve işgal rejimi yandaşları buna karşı çıkar mı?
Bilakis şöyle diyorlardır:
“Abbas Gazze’ye yönelik tehditlerini uygulasın da isterse yatsın kalksın bize küfretsin, hiç önemli deÄŸil!”
Henüz yorum yapılmamış.